BELEDİYELERİN KABAHATLER KANUNU UYARINCA VERDİĞİ CEZALAR Ermumcu Avukatlık Bürosu İzmir Avukat
Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkeme görevlendirilir. Çalışma konusunun belirlenmesinde önemli hareket noktalarından birisini, 2014 yılında ilk kez halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanının, devamında başbakan ile yaşadığı gerilimler ve bu gerilimli sürecin yönetimi oluşturmaktadır. Teorik olarak yarı-başkanlık sistemi kabul edilen bu dönemde yaşananlar, yürütme organını oluşturan tarafların aynı siyasi çizgiyi paylaşmalarına rağmen ihtilafa düşebilmesi açısından dikkat çekicidir. Bu bağlamda iki siyasi figürün farklı siyasi çizgide olmamalarına rağmen bir bölünmüş hükümet türü olan kohabitasyonu tecrübe etmeleri, başlangıçta çalışma konusunun yarı-başkanlık sistemi eksenli olmasını gerektirmiş ve çalışma büyük oranda bu yönde ilerlemiştir. Başkanlığın ve Kongre’nin aynı parti tarafından kontrol edilmemesi ya da Başkan ve Kongre arasındaki anlaşmazlıklar, Amerikan başkanlık tecrübesinin uzun bir süredir normali olarak kabul edilmektedir. Buna mukabil doksanlı yılların başlangıcından itibaren olgunun diğer hükümet sistemleri açısından da söz konusu olup olmadığı benzer şekilde Amerikan siyaset bilimcileri tarafından dillendirilmiştir. Aslında Amerikan siyaset bilimcileri, yönetim sürecindeki aksamanın sebebi olarak görülen bölünmüşlüğün sadece Amerikan başkanlık uygulamasına has bir durum olmadığını, benzer aksamaların parlamenter sistem ve yarı-başkanlık sistemi açısından da var olduğunu ifade etmeye çalışmışlardır. Başkanlık sisteminde mevcut olan bir olgunun parlamenter sistem ve yarı-başkanlık sistemi açısından var olup olmadığı bu bağlamda değerlendirmeye tâbi tutulmuştur. Madde 93-Dernekler edindikleri taşınmazları tapuya tescilinden itibaren otuzgün içinde EK- 26’da gösterilen Taşınmaz Mal Bildirimini doldurmak suretiyle mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdürler. Bu form, büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçeler hariç diğer ilçelerde bulunan dernekler tarafından iki suret olarak verilir. Bu derneklerin para, mal ve haklarının tasfiyesi mahkeme kararında belirtilen esaslara göre yapılır ve tasfiyenin tamamlanmasını müteakip, durum ilgili mülki idare amirliğine bildirilir. Sandık yönergesinin mülki idare amirliğine bildirilmesinden itibaren altı ay içinde sandık genel kurulunun toplanması ve sandık organlarının oluşturulması zorunludur.
Bu konuları takiben Cumhuriyet Türkiyesinin anayasaları gerek bu anayasaların yapımında izlenen yöntem gerekse anayasaların içerikleri yönünden karşılaştırmalı olarak sunulacaktır. Son olarak Türkiye’nin halen yürürlükte olan 1982 Anayasasıyla kurulan anayasa düzeninin temel nitelikleri ile bu nitelikler özelinde anayasa düzeninde bugüne kadar yapılan değişiklikler ortaya konulacaktır. (4) Üst Kurul üyeleri ve Kurum personeli, Kurumla ilgili gizlilik taşıyan bilgileri ve medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara ve yayın hizmeti yapan gerçek ve tüzel kişilere ait her türlü sırları, görevlerinden ayrılmış olsalar bile açıklayamaz, kendilerinin veya başkalarının menfaatine kullanamaz. Faaliyet alanı sosyal yardım ve eğitimle ilgili olan dernekler ve vakıflarda yürütülen görevler ve kooperatif ortaklıkları bu hükmün dışındadır. (3) Kamu kurum ve kuruluşlarının ikaz, duyuru ve eğitim maksadıyla karasal radyo veya televizyon yayını yapma talebinde bulunmaları halinde; bu talepler yapılacak protokol çerçevesinde Türkiye Radyo-Televizyon Kurumundan hizmet alınarak karşılanır. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanunlarında radyo ve televizyon yayını yapabileceklerine ilişkin hüküm bulunan kamu kurum ve kuruluşlarından Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu tarafından herhangi bir ücret alınmaz. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu haricindeki kamu kurum ve kuruluşlarına kanal, frekans veya multipleks kapapinup giriş tahsisi yapılmaz. (3) Hisse devri, şirket devri ve birleşme işlemleri sonucunda oluşacak şirket yapısında bu Kanunda öngörülen hususlara aykırılık bulunması hâlinde, Üst Kurulun doksan günü geçmemek üzere vereceği süre içinde bu aykırılığın giderilmesi zorunludur. Aksi hâlde ilgili medya hizmet sağlayıcı kuruluşların yayın lisansı iptal edilir.
Örneğin idari para cezasının yanında işyeri kapatma kararı da verilmişse bu durumda idari para cezası kararının ve işyeri kapatma kararının iptali için İdare Mahkemesi’nde iptal davası açılmalıdır. Mevzuatımızda kimi eylemler “kabahat” olarak belirtilmiş olup bazı kabahatlere karşılık yetkili idarenin “para cezası” verebileceği düzenlenmiştir. Ancak idari para cezası olarak anılan bu kararlar, kimi durumlarda çeşitli gerekçelerle hukuka aykırılıklar içerebilmekte ve mahkemelerce iptal edilebilmektedir. Hukuk Kliniği dersi ile hukuk fakültesi öğrencilerinin ceza ve ceza muhakemesi hukuku alanında öğrendikleri teorik bilgilerin, farazi bir dava dosyası üzerinden, duruşma salonu ortamında pekiştirilmesi ve bu bilgilerin pratik uygulamasını öğrenmeleri amaçlanmaktadır. Bunu takiben, üniversitenin farazi duruşma salonunda söz konusu dava dosyasının farazi duruşması uygulamalı olarak yapılmakta ve öğrenciler üstlendikleri rollere göre iddia, savunma veya karar faaliyeti yürütmektedir. (3) Bu Kanunla yapılan yeni düzenlemeler nedeniyle kadro ve görev unvanı değişmeyenlerden bu Kanunda öngörülen eğitim şartlarını taşıyanlar başka bir işleme gerek kalmaksızın durumlarına uygun aynı unvanlı kadrolara atanmış sayılır.
(1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır. (9) Derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez. (7) Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine kararverilir. Dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. Hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir. (1) Duruşmanın nasıl yapıldığı, kanunda belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yapılıp yapılmadığı,ancak tutanakla ispat olunabilir.
Yakalamanın veya gözaltına alma veya gözaltı süresini uzatmanınyerinde olduğu kanısına varılırsa başvuru reddedilir ya da yakalananın derhâl soruşturma evrakı ile Cumhuriyet Savcılığındahazır bulundurulmasına karar verilir. Kanunun saklı tuttuğu haller dışında, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektiren veya derhal sanığın beraatına karar verilmesi mümkün olan suçta, usule uygun sorgusu yapılmayan ve savunması alınmayan sanığın yokluğunda duruşma yapılabilir. Bunun dışında, sanığın yokluğunda duruşma yapılmaz, dava bitirilemez ve özellikle de mahkumiyetine karar verilemez. Aşağıda, sanığın yokluğu ile ilgili gaip ve kaçak sanığın hukuki durumu incelenecektir. Uluslararası Hukuktan kaynaklanan istisnaların başında diplomatik dokunulmazlık gelir. Yabancı bir ülkede bulunan gönderen devletin elçiliğinde kendi devletini temsil suretiyle görev yapanlar diplomatik dokunulmazlıktan yararlanırlar. Bu dokunulmazlığın amacı; diplomatik temsilcilerin görevlerini, kabul eden ülkede herhangi bir baskı veya müdahaleye uğramadan yerine getirmelerini sağlamaktır. Bu kapsamda öngörülen istisnalar Uluslararası Hukuktan kaynaklanmakta olup, Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu tarafından hazırlanan 1961 Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nde ve 1963 Konsolosluk İlişkileri Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nde düzenlenmiştir. İşbu Sözleşmeler kanunla uygun bulunup, usulüne uygun olarak yürürlüğe koyulmuş olduğundan, Anayasa m.90/5 uyarınca kanun hükmündedir. Dolayısıyla; kanun hükmünde kabul edilen bu Sözleşmelerin gereğinin eksiksiz şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir.
- Başbakan sıfatını taşıyan değil de bir başka kişi Cumhurbaşkanı seçilse idi, Cumhurbaşkanı değişikliği ile Başbakanlığın ve Hükümetin son bulma tartışmaları gündeme gelmeyecekti.
- – (1) Bu Kanun, ceza muhakemesinin nasıl yapılacağı hususundakikurallar ile bu sürece katılan kişilerin hak, yetki ve yükümlülüklerinidüzenler.
- – (1) Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeliolarak yazılır.
C) Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veyadavanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler. (2) İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminatkonusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde kararabağlanır. (4) Elde edilen deliller, yukarıda sayılan suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturma dışında kullanılamaz; cezakovuşturması bakımından gerekli olmadığı taktirde Cumhuriyet savcısının gözetiminde derhâl yok edilir. (2) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Bu süre, zorunlu hâllerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda dört yılı geçemez.
Toplum hayatında da zaten “suç” ve “ceza” kavramları daha ziyade ceza hukukunu ve ceza yargısını çağrıştırır. Nitekim adli cezalardan anlaşılması gereken de bizzat adli organlar tarafından verilen cezalardır. Hukuk kuralının en belirgin özelliği, hukuk kuralına uygun davranmayı sağlayan zorlayıcı ve örgütlü bir otorite (Devlet) tarafından uygulanan belli bir müeyyide içermesidir[4]. Hukuk düzenini ihlal eden bazı insan eylemleri, ceza kanunlarında suç olarak nitelendirilir. Bu eylemleri işleyen kişilere de ceza denilen müeyyideler uygulanır[5].
Çocuk ve akılhastasının çekinmesi konusunda kanunî temsilcisi karar verir. Çocuk veya akıl hastasının, tanıklığın hukukî anlam vesonuçlarını algılayabilecek durumda olması hâlinde, görüşü de alınır. Kanunî temsilci de şüpheli veya sanık ise bu konudahâkim tarafından karar verilir. Ancak, bu hâlde elde edilen deliller davanın ileri aşamalarında şüpheli veya sanıkolmayan kanunî temsilcinin izni olmadıkça kullanılamaz. 1- Genel AçıklamaSanık hakkında müstehcenlik suçundan açılan kamu davasında Aydın 3. Maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan “doğal olmayan yoldan” ibaresinin Anayasanın 12, 17, 20 ve 42.
(1) Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayıyapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir. Cumhuriyet savcısı, adlî görevi gereğince nezdinde görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapmak ihtiyacı ortaya çıkınca, bu hususta o yer Cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını ister. Madde 100 – (1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez. (2) Yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içindeyakalandığı yer adliyesinde, mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılmasısuretiyle yetkili hâkim veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusu yapılır veya ifadesi alınır. (6) Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafii veya kanunî temsilci, yargılama konusu olaylailgili olarak veya bilirkişi raporunun hazırlanmasında değerlendirilmek üzere ya da bilirkişi raporu hakkında, uzmanındanbilimsel mütalaa alabilirler. (4) Bilirkişi, görevini yerine getirmek amacıyla bilgi edinmek için şüpheli veya sanık dışındaki kimselerin de bilgilerine başvurabilir. Bilirkişi, uzmanlık alanına girmeyen bir sorun bakımından aydınlatılmasını isteyecek olursa; hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı, nitelikli ve konusunda bilgisiyle tanınmış kişilerle bir araya gelmesine izin verebilir. Bu şekilde çağrılan kişiler yemin eder ve verecekleri raporlar, bilirkişi raporunun tamamlayıcı bir bölümü olarak dosyaya konulur. (1) Yetkili hâkim veya mahkeme, hukukî veya fiilî sebeplerle görevini yerine getiremeyecek hâlde bulunursa; yüksekgörevli mahkeme, davanın başka yerde bulunan aynı derecede bir mahkemeye nakline karar verir. Madde 83-Dernek yönetim kurulu başkanları, her takvim yılının ilk dört ayı içinde bir önceki yıla ait Dernek Beyannamelerini (EK- 21), mülki idare amirliğine vermekle yükümlüdürler. İl merkezlerinde ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçelerde bulunan dernekler beyannamelerini bir adet, diğer ilçe merkezinde bulunanlar ise iki adet olarak verirler.